Elmalılı M. Hamdi Yazır
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır 1878’de Antalya’nın Elmalı kazasında doğdu. İlk tahsilini Elmalı’da yapan ve rüşdiyeyi de burada bitiren Hamdi Efendi, dayısı Hoca Mustafa Sarılar’la birlikte İstanbul’a geldi (1895). Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’nin ve diğer meşhur hocaların derslerine devam ederek icazet aldı. 1905’te Mekteb-i Nüvvâb’a girdi ve buradan kadı icâzetnamesi aldı. 1905-1908 arasında Bâyezid Camii’nde dersler verdi. Bu vazifedeyken Meşihat Dâiresi Mektûbî kalemine tayin edildi (1906). Bir taraftan da çeşitli mektep ve medreselerde dersler verdi, Meclis-i Maârif âzâlığı yaptı. 1908’de dersiam oldu. II. Meşrûtiyet’in ilanından sonra kurulan Meclis-i Mebusan’a Antalya mebusu olarak girdi. Damad Ferid Paşa’nın birinci ve ikinci kabinelerinde Evkaf Nazırlığı yaptı. 15 Eylül 1919’da Hey’et-i A‘yân âzalığına getirildi. Cumhûriyet’in îlanı sırasında Mütehassisîn Medresesi’nde “mantık” müderrisi idi. Damad Ferid Paşa kabinelerindeki görevi dolayısıyla, Millî Mücadele aleyhinde bu kabinelerin kararlarından sorumlu tutuldu. Gıyabında idama mahkum edildi. Fakat Ankara İstiklal Mahkemesi’nde görülen mahkemede beraat etti. İstanbul’a dönerek inzivaya çekildi. Bu dönemde, Metâlib ve Mezâhib adlı tercümesini tamamladı, büyük çaplı bir hukuk kamusu hazırlamaya koyuldu ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nca kendisine teklif edilen Kur’an tefsirini kaleme aldı. Şabaniye tarikatına intisabı olan Elmalılı, 27 Mayıs 1942’de vefat etti. Sahra-yı Cedid Mezarlığı’nda babasının kabrine defnedildi.
Yazarın Kitapları
E-Bulten
Tüm yeniliklerden haberdar olmak için e-bülten listemize katılın!Sıradakiler
Haberler
- Siyasetnamelerle şekillenen siyaset
- Sûfîler ve Sultanlar değerlendirmesi
- II. Abdülhamid'e ithaf edilen siyasetname yeniden yayımlandı
- İbn Rüşd ve Thomas Aquinas’ta Akılların Birliği
- İbn Rüşd ve Thomas Aquinas’ta Akılların Birliği
- Gazâlî’nin Düşüncesinde Kozmoloji
- Mimar Sinan’ın Geometrik Arayışı
- İmâm Gazâlî’nin İhyâ Hareketi
- Celalettin Divlekci’den Tefsire Giriş kitabı
- Varlık ve İdrak Bağlamında Molla Sadrâ’nın Bilgi Tasavvuru