"Eskimeyen kitaplar"

Çekirge Yılı’nda bir garip İhsan

"Her seferinde bana iyi davranmaya başlıyor, ben de "İşte bana karşı davranışları düzeldi" diyordum. Ardından eski hareketlerine tekrar dönüyordu. Ben ise kendi kendime "Hayır vazgeçmeyeceğim, oturmayacağım" diyordum. Ama tekrar bana iyi davranmaya başlıyor, ben de onun bana yaptığı kötülükleri unutuyordum."

Osmanlı ordusunda sıradan bir er olarak görev yapan Kudüslü Arap genci İhsan et-Tercüman'ın 18 Ağustos 1916'da günlüğüne yazdığı son cümleler bunlar. Bu satırların kaleme alınmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden, 24 yaşındaki İhsan gizemli bir şekilde vurularak öldürüldü. İhsan'ın katilinin kim olduğu belli değil. Ancak günlüğünün son sayfalarında, yukarıdaki satırları da anlamlandıracak trajik bir hikâye gizli. İhsan şunları yazmış:

"... Cuma günü öğleden sonra karargâhtaki masamda oturmuş, yazı yazıyordum. Arnavut asıllı olan Türk kâtibim, benden yazdığı bir sayfayı okumamı istedi. […]. Bu hadisenin üzerinden beş dakika geçmeden beni gözlerimin arasından öpmek istediğini söyledi. […]. Ardından "Korkma, sana kötülük yapmak istemiyorum. Nedenini bilmesem de seni çok seviyorum" dedi. […]. Deli gibi olmuştum. Sadece ne yapacağımı düşünüyordum. Hayatım bu kadar değerli iken, bunca emelim varken intihar mı edeyim? İntihar edersem babama anneme ne olur? Bunun gibi sefil bir adam yüzünden intihar mı edeceğim? ..."


İhsan'ın el yazması günlüğünü Kudüs İbrani Üniversitesi'nin tozlu raflarında bulan ve inceleyerek notlandırdıktan sonra yayımlayan tarihçi Selim Temari, talihsiz gencin, "aşkına karşılık vermediği" Türk subay tarafından, 1917'de Osmanlı kuvvetlerinin Kudüs'ten çekilmesinden kısa bir süre önce öldürüldüğü kanaatini taşıyor.

İhsan et-Tercüman, kaleme aldığı günlük olmasaydı, ismini hiç duymayacağımız sıradan bir Osmanlı askeriydi. 1893'te Kudüs'te doğmuş, yine bu şehirde ölmüştü. Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle silah altına alınan İhsan, Kudüs'teki Osmanlı karargâhında büro hizmetlerinde çalışmış, kendisinden çok etkilendiği Hıristiyan hocası Halil es-Sekakini'yi örnek alarak günlük tutmaya başlamıştı. Selim Temari, 24 Mart 1915 ila 18 Ağustos 1916 tarihleri arasını kapsayan günlüğü kitap haline getirirken, o yıllarda Filistin'i kasıp kavuran çekirge istilası nedeniyle "Çekirge Yılı" başlığını uygun görmüş.

Birçok üst düzey yetkili, devlet adamı ve siyasetçi hatıralarını yazmakta tembel davranıp, kendilerinden sonra sürüp gidecek sayısız spekülasyona çanak tutarken, sıradan bir askerin ayrıntılı şekilde günlük tutması, hem de bunu savaşın çetin şartlarına rağmen yapması şaşırtıcı. Ancak daha da şaşırtıcı olan, İhsan'ın günlüğünü tutarken değindiği konular. Çekirge Yılı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini, Arap halkının duygu ve düşüncelerini, Osmanlı ordusunun üst kademesinin aldığı sorumsuz kararların Ortadoğu coğrafyasında nasıl akisler yarattığını, 1915-16'nın Kudüs'ünü, adetlerini, sıradan halkın yaşantısının renkli ayrıntılarını bütün çıplaklığıyla görmek mümkün.

Sultan Mehmed Reşad'ın tahta çıkışının yıldönümünde Kudüs'te düzenlenen baloyu betimleyen şu pasaj ise, Araplarla Türkler arasında daha devlet yıkılmadan nasıl bir uçurumun meydana geldiğini anlatmaya yeter:

"Bu akşam en güzel hanımlar ve aileleri baloya davet edildiler. Bu davet, gecenin kutlanmasına katılmaları için yapılmıştı. Herkese içki dağıtılıyor, müzik heyecanlı tınısıyla insanları şevke getiriyordu. Keşke bu kadarıyla yetinseydiler. Bu baloya Kudüs fahişelerinden bazılarını da çağırmışlardı. Bana bunların tanınmış kimseler olduğunu ve sayılarının elliyi geçtiği söylenmişti. Her zabit, yönetici veya paşa, bir veya iki hanımı yanına alıyor, bahçede onlarla eğleniyor, muhabbet ediyordu. Devlete zarar verecek ne kadar sır, bu adamlar sarhoş oldukları için hiç haberleri yokken bu fahişelere aktarılmıştır, kim bilir. Hali böyle olan milletin sevinci bile felakete döner. Biz burada seviniyoruz. Çanakkale cephesindeki kardeşlerimizin, Türk kardeşlerimizin halini Allah bilir…"

Söz konusu balonun, 27 Nisan 1915 günü, yani Çanakkale Savaşı bütün şiddetiyle sürerken düzenlenmiş olduğu da mutlaka akılda tutulmalı.

İhsan et-Tercüman, hayatı ani bir şekilde sona ermeseydi de günlüğünü tutmaya devam edebilseydi, muhtemelen Filistin'in Osmanlı'dan İngiliz idaresine geçiş dönemiyle ilgili en önemli metinlerden birini kaleme almış olacaktı. Ancak Çekirge Yılı şu haliyle bile kesinlikle okunmaya, incelenmeye ve özellikle de ibret alınmaya değer bir kaynak durumunda.

(Çekirge Yılı, İhsan et-Tercüman, Klasik Yayınları, 2012 - "Arapların Gözüyle Osmanlı" serisinin 10'uncu kitabı olarak.)

taha.kilinc@usasabah.com

@ntahakilinc

Kaynak : http://www.usasabah.com/Yazarlar/taha_kilinc/2013/01/03/cekirge-yilinda-bir-garip-ihsan